Çok uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Bu kadar uzun bir arada hayatımda neleer oldu neleeer. En önemlisi abla oluyorum! Kardeşim Bahar Devrim annemin karnında yedi aylık oldu bile. Doğmasını büyük bir heyecan ve merakla bekliyorum. Ona sesleniyorum, ninniler söylüyorum, masallar okuyorum. O da bana kıpır kıpır tepkiler veriyor! Hatta annem kardeşimin ilk hareketini ben ona masal okurken farketti! Çok kısa bir zaman sonra cimcimeliklerim kardeşimle beraber devam edecek.
Bu kış çok hasta oldum. Annem de çok hasta oldu. İkimiz de çok yorulduk, kıştan sıkıldık. Neyse ki arada biraz kar yağdı da kışın keyfini de çıkarttık. Ailecek hem kardeşim Bahar'ın hem de İlkbaharın gelmesini iple çekiyoruz.
-Anne kardeşimin ismi Bahar olacak ya...
-Evet
-Peki yaz geldiğinde ismi ne olacak?
Annem de babam da beni hazırlayıp evden çıkmak için acele ederken benim oyalanmama çok kızıyorlar. Ben de kızacak bişeyler buldum:
-Bu ayaklar çok yaramaz, hiç yerinde durmuyorlar, sürekli kıpırdıyorlar!
Annemin hep doğruları söylemesinden çok sıkıldım:
Anne, hep haklısın, hep haklısın, bir gün ben de haklı olacağım göreceksin!
Masallar oldukları haliyle bazen hiç heyecanlı olmuyor, ben de onlara renk katmaya çalışıyorum:
Peter Pan, güzel prensesle evlenmek için damata dönüşmeye karar verdi...
Sindrellayı prensese dönüştürecek olan peri, değneğinin pilinin bittiğini fark eder...
Masalları sorgulamaya bayılıyorum:
Tilki peyniri kapmazsa o da aç kalır. Herkes nasıl karnını doyuracak?
Masalın asıl kahramanı kız prensle evlenince, mutlu olamayan masaldaki diğer kıza üzülüyorum:
O niye prenssiz kaldı? O ne yapacak şimdi?
Arabada uyumamam için uğraşan annem beni konuşturmaya çalışıyor, ama benim hiiç halim yok:
-İpek napıyorsun?
-Dur anne düşünüyorum. Rahatsız etme
-Ne düşünüyorsun?
-Babamı düşünüyorum...
Yemekten sıkıldığımda karnım ağrıyor diyerek bazen kaçabiliyorum. Ama yemek sonrası çizgi film seyrederken patlamış mısıra da bayılıyorum:
-Karnın ağrıyorsa patlamış mısır yiyemezsin!
-Aaaa, şimdi rahatladım geçti!
Annemle babam bazen çok ağladığımda da sinirleniyorlar, onları yumuşatmanın kolayı var:
Yanağım ağlıyor susturamiyorum. Susturur musunuz?
Sık sık yaptığımız doktor ziyaretlerinde ben de konuya girmeye çalışıyorum:
Mikroplar mı? Evet onlardan bende var...
Anneannem bize geldiğinde çizgi film seyrettiğim için kalkıp yanına gitmiyorum. Annem bu duruma sinirleniyor ve "hoşgeldin anneanne" demeyecek misin diye soruyor. Hiç istifimi bozmuyorum. Aradan epey zaman geçiyor ve anneannem doğumgünüm için diktiği pembe prenses elbisesini çıkartıyor. Buna kayıtsız kalamam, hemen elbiseyi giyiyorum. Annem yine uyarıyor:
-Teşekkür etmeyecek misin İpek?
-Teşekkür ederim anneanneciğim.... hoşgeldin anneanneciğim!!!
-Çok sinirlendim
-Bize mi?
-Yok yok kendime
-Neden?
-Yaramazlık yaptım da!!!
Ceee
Anneannemin diktiği elbiselerimizle Öykü de ben de tam bir prenses olduk. Özgür yengem de bu prenseslerle dans etme fırsatını kaçırmadı tabi....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder