14 Eylül 2008 Pazar

6. ayım

İki minik dişim var artık benim! Pek yakında üstte de iki minik dişim olacak. Böylece ağzımın yakınından geçen herşeyi ısırabileceğim. Etrafımdaki herşeyi ağzıma götürmek artık ısırarak daha keyifli. Sadece şu kaşık denen şeyin sürekli ağzıma girmesini pek sevmiyorum. Oyuncaklarımın, battaniyenin, bezimin, önlüğümün, halının, çoraplarımın tadı şeftali, çorba ve muhallebiden daha güzel. Çığlık atmaya bayılıyorum. Eskiden elimden aldıkları şeyleri kolayca tekrar elime alamıyordum. Ama artık benden uzakta bile olsalar yanlarına gidebiliyorum. Ellerim ve kollarım üzerinde durabiliyorum ama kollarımın gücü yetmediği için alnımdan destek alarak ilerliyorum. Bu gayretim sırasında çıkardığım sesleri haltercilerin seslerine benzetiyorlar. E ben de onlar kadar zor bir iş yapıyor sayılırım. Tutunabildiğim herşeyden kuvvet alarak ayağa kalkma çabalarım da büyük bir hızla devam ediyor. Ha gayret az kaldı, anneannemin dediği gibi yakında düz duvara tırmanacağım...

Dayımın doğumgünü pastasından yedim, krema güzel bişeymiş!

Fıstık Mıstık, sakın bir yere kımıldama! İki hamlede yanındayım...

Maymuncuğu neresini yesem acaba?

Esra Teyze beni projeye götürmeye çalışırken... Anneme sordum orası adda değilmiş, o yüzden gördüğünüz gibi hiç ilgilenmedim.

Miray Abla ile Moda'dayken...

Önlüğüm ve ben şeftali yerken...

Ben hazırım cicilerimi giydim, gezmeye gidebiliriz...

İpek'ten anneye, İpek'ten anneye, dinlemedeyim ve telsizimi yemekteyim...

Artık ben de bir kitap kurduyum...

Hiç yorum yok: