22 Ekim 2009 Perşembe

19.ayım

Aylar su gibi akıp gidiyor, ben de hızla büyüyorum. Sokaklarda artık kendi kendime yürümek istiyorum. Mama sandalyesinde değil tıpkı büyükler gibi normal sandalyede yemek yemek istiyorum. Zeytin hala en sevdiğim yiyecek. Sofrada zeytin varsa gözüm başka hiçbirşeyi görmüyor, annem ve anneannemde çareyi sofraya azıcık zeytin getirerek buluyorlar. Resim yapmayı çok seviyorum. Pastel ve kuru boyalarım ile resim defterimin her sayfasına itina ile resim çiziyorum. Lego kutumun içine oturup çiş dememden heveslenen annem beni klozete oturtmaya kalktığında şiddetle reddettim. Ona ben klozete oturamam bana lazımlık al demeye çalıştım ama sanırım anlamadı. Bezle idare etmeye devam ediyorum yani anlayacağınız. Söylediğim kelimelerin ve iki kelimelik cümlelerin tamamını kayıt altına alamıyorlar artık. Aç, ka (kalk veya beni kaldır), pado (oyuncaklarıma, duvara, birine çarpınca pardon diyorum), neyde neyde (bişey ararken sık sık kullanıyorum), paka (parka gidelim), baaaak, bu günlerde en çok kullandığım kelimeler. Tırmanma faaliyetlerim genelde başarı ile sonuçlanıyor ama arada kazaya da uğruyorum. "Çocuklar düşe kalka büyür" diyorum ama dinletemiyorum.


(Bu sefer Ateş'le beraber) Ceeeee!!!!



Baaaak, tavşana yaprak yediriyorum...


Parkta bitmek bilmez enerji ile coşuyorum...


Ben bu salıncağı çok sevdim..



Koşup oynamaktan, tırmanmaktan vakit buldukça kitaplarıma bakıyorum.



Sonbaharın son güneşli günlerinden birinde parkın tadını çıkardım.



Annem ve ben, bir de gül...



Sünnet Gölü'nün tavşanları kaçtı, ben kovaladım.



Cinci Han'ı gezdim


Ablanın başörtüsünü çektim, hiç tepki vermedi, ilginç...


Kaymakamlar Evi'ndeki çocuklar ile oynamaya çalıştım ama onlar nedense pek istekli görünmediler...



Safranbolu'da annem, babam ve ben...



Safranbolu lokumu yiyemedim ama simidinden yedim...




Sünnet gölüne gittim, hatıra fotoğrafı çektirdim.


Göynük'te anneannem, annem ve ben


Göynük'ün güzel caddesinde annemle ben...




Annem bıraksa da şu şirin köprüden kendim geçsem.



Annemin gittiği anaokulun bahçesinde koşturdum.


Öykü'ye müzikli kitabımla konser verdim.


Bayramda cicilerimi giydim.


Devrek yollarında puseti terkettim, güzel güzel yürüdüm...


Dedem, ben ve babaannem


Bir kucakta iki torun

1 yorum:

Özlem Kizir dedi ki...

ooo İpek hanım daha ben gitmedim oralara gez gez bitiremedim :) sen çok tatlı bir kız oldun daha da tatlı olacaksın gibime geliyor göreceğiz hepbirlikte. öpüyorum seni minik cadı