13 Şubat 2009 Cuma

11. ayım

Bir yaşıma tam bir ay kaldı! Hızla büyümeye devam ediyorum. Aylardır dinledim artık konuşacağım! Dode, dede (duvarda gördüğüm dedem de dahil herkesin resmine verdiğim ad), didi, bıık (balık), ışıı (ışık), dada (lamba) ve henüz anlamını kimseye belli etmediğim ağzımın abartılı hareketleri ile söylediğim oooeee, kelime dağarcığıma yeni eklediklerim. Kitaplara bakmaya bayılıyorum, işaret ettiğim şekillerin isminin söylenmesini istiyorum, ya da kendimce onları isimlendiriyorum. Bazen kendi parmağım yerine yanımdakilerin parmağını tutup öyle işaret ettiriyorum. İşaret demişken, işaret parmağımı çok sevdim, sürekli bişeyleri gösterip konuşuyorum, soruyorum. Avcumunu içine parmağımı koyup "buraya kuş konmuş" oynamayı seviyorum. Birkaç saniye taytay duruyorum. Yemeklerle aram bildiğiniz gibi, bu yüzden anneannem bana kaşık surat diyor. Şu hiç sevmediğim kaşıkla benim ne alakam olabilir ki!


Ceeeeeee!!!!!

Soğan yemek çok keyifliymiş, çok da güzel kokuyor!

İyi ki doğdun babacağıııııımmmmm!!!!


Anneannemin yaptığı pasta pek güzel gözüküyor da üzerinde şu parlayan şeyler ne anlama geliyor?


Poyraz'la Nazım amcanın evine gittik


Çok sevdim ben Güneş'in bu bisikletini, ben de istiyorum!


İşte karşınızda yeni topluluğumuz: "İpek ve dadaşlar"



Poyraz napıyorsun, öyle değil, ağzına sokup tadına bakman lazım gözüne değil.


Minik Ulaş, büyümüş, kocaman olmuş, neredeyse bana yetişmiş!


Civciv Niko'nun sonunu çok merak ettim, acaba kurtulabilecek mi tilkiden?


Sevgi Teyzemin annesi bana panço örmüş. Yatçam kalkçam büyüycem, pançomu giyicem.


Islak mendil kabı her açıdan farklı gözüküyor


Gazete okuyorum anne şu flaşlarla rahatsız etme lütfen



Bu kadar giyinip dışarı çıkıyoruz hala kar yok :-(

Hiç yorum yok: