25 Kasım 2009 Çarşamba

20.ayım

Bu ay çok geciktim biliyorum, editörüm çok yoğunmuş! Ama resimlerimizden sizi daha fazla mahrum bırakmamak için az yazı ile de olsa yayındayız...

Ceeeee!!!

Bu çanta şapka olarak daha kullanışlı bence


İznik'e gittim...


Hadi poz verdim, çekiiiin


Öykü baaak, gel oynayalım...



Çok sıkıldım bu arabada ben!


Dayımın yani Öykü'nün amcasının doğumgününde...


Giyindim hadi lütfeeen akkaaa gidelim...


Adaşım cimcime bebek ve ben


Çok acıktım!

Babam ve ben...


Resim saati

Resim yapmaktan sıkıldım kendim resim oldum.


Yine beyaz atlı prenses oldum.


Ben giyindim, çantamı da taktım, akka gidiyorum, bir dahaki ay görüşürüz...

22 Ekim 2009 Perşembe

19.ayım

Aylar su gibi akıp gidiyor, ben de hızla büyüyorum. Sokaklarda artık kendi kendime yürümek istiyorum. Mama sandalyesinde değil tıpkı büyükler gibi normal sandalyede yemek yemek istiyorum. Zeytin hala en sevdiğim yiyecek. Sofrada zeytin varsa gözüm başka hiçbirşeyi görmüyor, annem ve anneannemde çareyi sofraya azıcık zeytin getirerek buluyorlar. Resim yapmayı çok seviyorum. Pastel ve kuru boyalarım ile resim defterimin her sayfasına itina ile resim çiziyorum. Lego kutumun içine oturup çiş dememden heveslenen annem beni klozete oturtmaya kalktığında şiddetle reddettim. Ona ben klozete oturamam bana lazımlık al demeye çalıştım ama sanırım anlamadı. Bezle idare etmeye devam ediyorum yani anlayacağınız. Söylediğim kelimelerin ve iki kelimelik cümlelerin tamamını kayıt altına alamıyorlar artık. Aç, ka (kalk veya beni kaldır), pado (oyuncaklarıma, duvara, birine çarpınca pardon diyorum), neyde neyde (bişey ararken sık sık kullanıyorum), paka (parka gidelim), baaaak, bu günlerde en çok kullandığım kelimeler. Tırmanma faaliyetlerim genelde başarı ile sonuçlanıyor ama arada kazaya da uğruyorum. "Çocuklar düşe kalka büyür" diyorum ama dinletemiyorum.


(Bu sefer Ateş'le beraber) Ceeeee!!!!



Baaaak, tavşana yaprak yediriyorum...


Parkta bitmek bilmez enerji ile coşuyorum...


Ben bu salıncağı çok sevdim..



Koşup oynamaktan, tırmanmaktan vakit buldukça kitaplarıma bakıyorum.



Sonbaharın son güneşli günlerinden birinde parkın tadını çıkardım.



Annem ve ben, bir de gül...



Sünnet Gölü'nün tavşanları kaçtı, ben kovaladım.



Cinci Han'ı gezdim


Ablanın başörtüsünü çektim, hiç tepki vermedi, ilginç...


Kaymakamlar Evi'ndeki çocuklar ile oynamaya çalıştım ama onlar nedense pek istekli görünmediler...



Safranbolu'da annem, babam ve ben...



Safranbolu lokumu yiyemedim ama simidinden yedim...




Sünnet gölüne gittim, hatıra fotoğrafı çektirdim.


Göynük'te anneannem, annem ve ben


Göynük'ün güzel caddesinde annemle ben...




Annem bıraksa da şu şirin köprüden kendim geçsem.



Annemin gittiği anaokulun bahçesinde koşturdum.


Öykü'ye müzikli kitabımla konser verdim.


Bayramda cicilerimi giydim.


Devrek yollarında puseti terkettim, güzel güzel yürüdüm...


Dedem, ben ve babaannem


Bir kucakta iki torun

15 Eylül 2009 Salı

18. ayım

İpek Sözlüğü:
anne, baba, labla (abla), abi, dede, tidi (teyze), banyoo (banyo ya da deniz) bayak (bayrak), bayak (bardak), gapka (şapka), aya (ayak), mama, ayde (aydede), ayı,böcü (böcek), naynay, tedi, kayga, aç, gel, oyda (orda), bak, nenne (ninni), bebiş, döde (gölge), cıyo (acıyor), uuuyoo (uçuyor), cici, naaan-naan (araba), atta

ya bu (işte bu), yamu yayoo (yağmur yağıyor), kayga kayga gak didi (karga karga gak dedi)...

***
Saçım, kaşım, gözüm, burnum, ağzım, dilim, kulağım, elim, ayağım hepsi nerede biliyorum. Şarkı söylemeyi, dans etmeyi, kitaplarımı okumayı, yürümeyi, koşmayı, suyla oynamayı çok seviyorum. Suyla ve kumla oynamak özellikle çok zevkli.

Ceeee!!!

Çok uğraştım ama denizdeki su boşalta boşalta bitmedi.


O kadar çok suda kaldım ki ayaklarım buruş buruş oldu.


Deniz kenarında güneşlenirken kitap okumak ne güzel bişeymiş... Sıkıldıkça banyoo banyoo diye denize koştum...

Tatilde akşamları hep böyle uyudum...



Çok yakışmış di mi?



Döksem de saçsam da kendim ne güzel yiyorum işte!


Bunun içindeki fotoğraf makinası nereye gitti acaba?


Biraz büyüyeyim, ben de Tavşan Adası'na yürüyeceğim...


Şark köşesinde bana yer ayırmışlar, gittim oturdum...


Ağaca tırmandım, ağaçkakan oldum.


Anneannem gelse de yine gezmelere gitsek...


Baak, benim bornozum var!


Ben soruyorum, babam gösteriyor. Kitaplarımı çok seviyorum!